Pera Müzesi, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) iş birliğiyle, 22 Eylül – 4 Kasım 2018 tarihleri arasında “Okullar Okulu” temalı 4. İstanbul Tasarım Bienali’ne ev sahipliği yaptı. İKSV tarafından VitrA sponsorluğunda ve Jan Boelen’ın küratörlüğünde düzenlenen 4. İstanbul Tasarım Bienali’nde Vera Sacchetti yardımcı küratör, Nadine Botha asistan küratör olarak görev aldı.
İstanbul Tasarım Bienali, tarihsel açıdan zengin bir bağlam içinde kurulmuş bir “tasarım üzerine eleştirel düşünme alanı” olarak, hem tasarımın hem de tasarım eğitiminin üretimini ve çoğaltılışını sorgulama imkânı sundu. 2018’deki 4. İstanbul Tasarım Bienali, önceki tasarım bienallerinin mirasının üzerine ekledikleriyle kendini yeniden icat ederek araştırma, deney yapma, kentten ve ötesinden yeni bir şeyler öğrenme imkânı sunan, üretken, süreç odaklı bir eğitim ve tasarım platformuna dönüşmeyi hedefledi.
4. İstanbul Tasarım Bienali’nin başlığı Okullar Okulu. Geleneksel tasarım etkinliklerine dair zaman ve mekân anlayışını esneten bienalin, tasarım ve eğitim için alternatif yöntemler, sonuçlar ve biçimler üretilmesini sağlarken küresel boyuttaki ivmeye de ayak uydurabilecek, yılın tümüne yayılan bir programı oldu. Okullar Okulu, yaratıcı üretimi, sürdürülebilir işbirliklerini ve toplumsal bağlantıların kurulmasını teşvik eden bir dizi dinamik öğrenme biçimi ortaya koydu. Altı ayrı temayı inceleyen bu öğrenme yeri, güçlenmek, düşünmek, paylaşmak ve odaklanmak için bir ortam sağlayacak ve belirli durumlara karşılık veren cevaplar sundu.
Günümüzde öğrenmenin ne anlama geldiği, nasıl tasarlandığı ve tasarlanması gerektiği gibi sorular etrafında şekillenen 4. İstanbul Tasarım Bienali, Akbank Sanat, Yapı Kredi Kültür Sanat, Pera Müzesi, Arter, SALT Galata ve Studio-X Istanbul olmak üzere Beyoğlu'nda yer alan altı farklı mekâna yayıldı. Bölgenin ana yaya arterlerinden İstiklal Caddesi’yle birbirine bağlanan bu mekânlar, semtin tarihi, sosyal ve kültürel dokusunun parçası olan kuşaklararası ve disiplinler ötesi öğrenme ortamlarını kapsayan 3,5 km’lik bir yürüyüş rotası yarattı.
Sergilerin yanı sıra birçok etkinliğe de ev sahipliği yapan bu mekânlar bienalde tasarımla etkileşim halindeki alanlardan birine odaklanan ayrı bir okula dönüştü.
Her bir mekân, tasarımla etkileşim halindeki alanlardan birine odaklanan ayrı bir okula ev sahipliği yaparken, ben rotamı Pera Müzesi ve Arter olarak belirledim.
Pera Müzesi | Ölçekler Okulu
Ölçekler Okulu, kimin yüzüne güvenebileceğimiz, hangi dilde hangi seslerin ve harflerin ne anlama geldiği, farklı nesne formlarının kullanışlılığı ve hatta değeri sayısal, parasal ve dijital birimlerle nasıl ölçebileceğimiz gibi meseleleri nesnel bir gerçeklikle ifade etmenin aksine, bütün bunlara, kitlesel olarak birlikte çalışabilmek için, inanmayı kabul ettiğimiz, akla yatkın bir kurgu olarak bakmamızı sağlıyor.
Hırvat-Avusturyalı kurum eleştirmeni Ivan Illich, modern eğitimin güncelliğini hala koruyan bir eleştirisini sunduğu 1970 tarihli Okulsuz Toplum kitabında şöyle diyordu: ‘Eğitimle boyunun ölçüsünü alan insanlar, ölçülemez deneyimlerin ellerinden kayıp gitmesine seyirci kalıyorlar.’ Burada amaç, nicel ölçümün bilimsel ilerlemeler için taşıdığı değeri azımsamak değil, bu soyut tasnifleri deneyimsel ve kişisel gerçeklerimize ve etiğe uyguladığımızda neler kaybettiğimize dikkat çekmek. Ölçekler okulu, birbirimize daha önce hiç olmadığı kadar yabancılaştığımızı hissettiğimiz giderek karmaşıklaşan bu dünyada, değerlendirme matrislerimizin mükemmelleştirilmesini bilgisayarların eline bırakmak yerine belki de bunlar bizim yerimize tanımlamamız gerektiğini öne sürüyor.
Rol Yapan Nesneler- Akışkan Ölçüler Okulu
2018
Öğrenmenin amacı, bir şeyin ne olduğunu bilmek ya da ezberlemekten ziyade başka bir şeyle ilişkisinde nasıl bir şeye dönüştüğünü anlamak. Evrensel standartlarla sabitlenmiş nesneler, sayılar ve değerler, Akışkan Ölçüler Okulu’nda renkli kum üzerinde izler bırakan dinamik etkileşimler içinde çözülmeye uğruyor. Ortaya çıkan şekiller anlamların akışkanlığına dair bir örnek sunarken kumun renkleri uzlaşma ve dağıtma kaynağı işlevi gören bir değeri temsil ediyor, yeni renk ve değerlerle iç içe geçiyor. 18 ölçüm seansı, durumsal niyet ve ilişkiler kaplayan şekillendirilmiş bir süre. Aracılığıyla katılımcıları yeni renk ve değerler üzerinde uzlaşmaya davet ediyor. Bir seriyi oluşturan 18 seans; aracılığın, somutlaştırmanın, anlam ve sonuçların üretimine işaret etmenin yollarını keşfediyor. Akışkan ölçekler okulu, Judith Seng’in devam eden Rol Yapan Nesneler serisinin yedinci projesi. 2011’den beri devam eden proje şunu soruyor: Üretim süreçlerini birer dans, oyun, ya da ritüelmiş gibi ele alsak ne olurdu?
Güven Veren Bir Beden
2018
Güveni nasıl ölçtüğümüz; sıklıkla standartlarımız, normlarımız ve etiketlerimizden etkileniyor, toplumsal çevremiz ve bize öğretilenler tarafından yönlendiriliyor. Güven sıklıkla kendi normal tanımlarımızı oluşturduğumuz sosyalleşme süreçleri aracılığıyla öğreniliyor. Bedene sıklıkla güveni ölçmenin bir aracı olarak başvuruluyor. Bedeni standartlara ve normlara göre okuyor, güveni karşılaştırma yoluyla ölçüyoruz. İktidar ölçülmüş bedene göre kusursuzluğa ve güvene ilişkin kültürel standartlar aracılığıyla algılanıyor. Peki kimlik ve güven açısından artık birer yüzden fazlası değil miyiz? Yapay zekanın gelişimiyle birlikte, güven geliştirmede insanın temsilinin artık nasıl bir önemi var?
Tasarımcının devam eden bir araştırmadan doğan, başka tasarımcı ve sanatçının yeni işlerinde de yer veren enstelasyon, soyut ve çoğu zaman elle tutulmaz bir mefhum olan güveni deneysel konfigürasyonlar ve açık uçlu anlatılar bağlamında inceliyor. Pera Müzesi’nde yer alan Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri Koleksiyonu’ndan ödünç alınan bir dizi eser, güvenin yüzyıllardan beri alışveriş sistemlerinde nasıl ölçüldüğünü gösteriyor.
Aldatmacalı Biyometri
2014
Alix Gallet
Her gün milyonlarca insan web sitelerine, hizmetlere ve mağazalara kaydolurken kişisel verilerini de yüklüyor. İşin aslı, internette anonim kalmak oldukça zor. Kimlik doğrulamak için kişinin ayırt edici biyolojik özelliklerini kullanan biyometrik tanıma giderek yaygınlaşıyor.
Dijital veriye erişmek için fiziksel özelliklerimizi doğrulamanın saçmalığının altını çizmek isteyeni sahte burunlar, kulaklar, parmak uçlarından oluşan bu kurgusal moda seçkisi, biyometrimizi yeniden üretmeye, yanlış yerleştirmeye, çoğaltmaya, çalmaya saklamaya, sahtesiyle değiştirmeye olanak sağlıyor.
Meçhul
2007-2018
Begomir Doringer
Artan terör saldırıları korkusu, sürekli görünür olmamızı talep eden ölçüsüz güvenlik önlemleri ve gözetim sistemleri beraberinde getirdi. Buna ek olarak medya teröristlerin maskeli yüzlerini şeytanlaştırıyor, Avrupa ülkeleri ise çarşaf yasağı politikalarını sürdürüyor. Yüzleri görünmeyen insanların 2007’den bu yana toplanan görsellerinden faydalanan bu proje, günümüzün istikrarsız kimliğini ve maskenin bir koruma, gizlenme, performans, ya da yalnızca eğlence aracı olarak kullanıldığı eski zamanlara duyulan hasreti inceliyor.
Yalan Makinesi
2014
Jamie Allen
Poligraflarda kullanılan ve fazlasıyla tartışmalı olan sesin mikro tiremelerini saptama tekniği, canlı ve kayda alınmış konuşmaların birçok türüne el altından, hatta ölümden sonra dahi uygulanabiliyor.
Böyle bir makinenin yeniden inşa edilmiş bir modeli, ses şiddeti analizi algoritmaları kullanarak yazarlarının sesinden sesli kitaba dönüştürülmüş bir dizi otobiyografiyi analiz ediyor. Kitaplar arasında George W. Bush’un yazdığı Karar Noktaları, Sarah Palin’in yazdığı Hayatım ve Barack Obama’nın yazdığı Umudun Cesareti yer alıyor. Katılımcılar: AATB, Ali Murat Cengiz, Alix Gallet, Aslı Çiçek, Bogomir Doringer, Bora Hong, Broomberg&Chanarin, Can Altay, Cansu Cürgen & Avşar Gürpınar, ECAL X MACGUFFIN MAGAZINE, Fictional Journal Collective, Jamie Allen, Judith Seng, Juliette Pépin, Legrand Jäger, Lukas Wegwerth, Mark Henning, Noortje van Eekelen, Pınar Yoldaş, Possible Bodies Collective, SCN, Selim Süme, Unfold.
Arter I Dünya Okulu
Dünya Okulu, hayatta kalma ve göç gibi olgulara, doğal felaketlerin ardından yaşanan ani çevresel dönüşümlere ve bu felaketlerin yeni kimlik ve topluluk oluşumlarını nasıl tetiklediğine bakıyor. Doğada çözülemeyen plastiklerin yerini alma potansiyeli taşıyan algler yetiştiren veya azgelişmiş ülkelerdeki su kıtlığının sonuçlarını araştıran projelerle bu okul, daha yaşanılır gelecek alternatifleri öneriyor.
Dünya Okulu, neyin doğal, neyi felaket, neyin ilerleme olduğu; gezegen ile insanın kırılgan ilişkisini yeniden müzakere etmek zorunda kaldığımızda bunun muhatabının kim olacağı sorularını soruyor.
"Kadercilik tümüyle yadsınmalıdır. Bizler dönüştürücü varlıklarız, idare edilecek varlıklar değil." diyordu. Brezilyalı eğitimci Paulo Freire, bu yıl 50. Yaşını dolduran Ezilenlerin Pedagojisi kitabında. Bu ufuk açıcı metin, okullarda öğretmenlerin öğrencilere nasıl da bilginin, bankada para biriktirmek misali içinde biriktirileceği boş kaplar olarak yaklaştığını gözler önüne seriyor. Bu tür bir okul eğitimi öğretmenlerin her şeyi bildiğini varsayıyor, öğrencilerin öğretmenlerden daha fazla bilmesini engelliyor, yeni fikirler ve yeni bilgiler yaratma potansiyelini örseliyor. Dünya Okulu ise bizi bolluk ve kıtlık, jeopolitika ve gelecek hakkında kaçınılmaz olduğunu düşündüğümüz şeylere şüpheyle bakmaya çağırıyor.
Radical Youth
Andrea Karch
2017
Gençliğin radikalleşmesi üzerine spekülasyon yapan film, güncel toplumsal parçalanma kavramlarını reddeden bir yüzleşme alanı yaratmak için şiddet ve tüketimcilik görsellerini art arda diziyor. Ticari, ideolojik ve kişisel dilin belirsizliğini birbirine örerken zorlu kriz zamanlarında akışkanlık, kimlik ve iknanın gücünü incelikli bir şekilde ele alan bir çalışmanın keşfine çıkıyor.
Afeti Çalışmak
İklim değişikliği, artan deprem tehtidi ve diğer doğal afetlerden, insanların sebep olduğu göç ve ekonomik krizlere: Afetler, sınırlar ve yerleşik kontrol hiyerarşileri boyunca dalgalanıyor. Konunun ağırlaştığı noktalar ve afetlerin birbirleriyle ilişkileri, afeti öncelikli bir eğitim konusu olarak konumlandıran yeni inceleme ve araştırma biçimlerini gerektiriyor.
Tarihsel olarak afet yönetimi, hükümet ve endüstrinin çalışma alanı. Bu kurumlara güven azalırken, bireylerin, toplulukların, çevrenin ve diğer yaşam formlarının hayatta kalmalarının ve geçinmelerinin yolu tehlike altına giriyor. Tasarım stratejisi, sanatsal inceleme ve piyasa alternatifleri, belirsiz gelecekleri anlamlandıran ve onlara tepki veren mekanizmalara işaret ediyor.
Super Green
Meeus Van Dis
2016
Doğal güçleri, kaynaklarını taklit ederek enerjiye çeviren, güneş enerjisiyle çalışan bir solaryum yatağı, rüzgar enerjisi kullanan bir vantilatör ve dizel motorla şarj edilen bir elektrikli araba gibi bir dizi acayip makine. Bart Eysink Smeets ve Steven de Peven’in katkılarıyla gerçekleşen proje, teknoloji ve tasarımın iklim değişikliğine nihai bir çözüm sağlayıp sağlayamayacağını mizah yoluyla sorguluyor.
Data Pools
Adam Harvey
Anastasia Kubrak
2018
Silikon Vadisi’nin lüks havuzları ve malikaneleri, ekonomik gözetleme mekanizmaları ve kullanıcıların kişisel verilerinin mülkiyeti yoluyla finanse edilmektedir. Yine de bu mahallerin coğrafi konumları, çoğunlukla açık kaynaklı veritabanlarından gizlenmiş, saklanmış ve çıkarılmıştır. Veri Havuzları, akıllı telefonunuzun konumunu bu gizli alanlardan dilediğinize yönlendirebilmek için deneysel, kablosuz bir coğrafi konum yanıltıcısı kullanır. Bu çalışma, veri toplama, rıza ve kablosuz coğrafi konum sabitleme teknolojileri arasındaki ilişkiyi keşfediyor.
Algı Patlaması
2018
Atelier Luma Deniz Yosunları Laboratuvarı
Kimi zaman işgalci bir tür olarak nitelendirilse de deniz yosunları iklim değişikliği meselelerini ele alma konusunda önemli bir etken haline geldi. Dünya çapında nehirler ve okyanuslarda görülen alg patlamaları, yüksek sıcaklık ya da besin fazlalığından kaynaklanıyor. Deniz yosunu, bir yandan yüksek miktarda karbondioksiti oksijene çevirirken geleneksel tarıma kıyasla on üç kat hızlı büyüyen yapısıyla gelecek vaat eden bir besin kaynağı. Deniz yosunu temelli biyomalzemeler ve biyoyakıt kullanılarak, su kaynaklarımızı saran çevre ve plastik atık kirliliğinin etkisi de azaltılabilir.
Katılımcılar: Andrea Karch, ARVID & MARIE, Atelier Luma Algae Lab, Cihad Caner, Demystification Committee, Design Displacement Group, Disarming Design from Palestine, Fahmy Shahin, Human Rights Foundation, Janna Ullrich, João Roxo, Lukas Engelhardt, Mary Ponomareva, Meeus van Dis, N55, Navine G. Khan-Dossos, New South (Maya Nemeta, Meriem Chabani), Nina Wiesnagrotzki, Sissel Marie Tonn, SO? Mimarlık ve katkıda bulunanlar, SulSolSal, Tattfoo Studio, Theo Deutinger, Thomas Pausz
Bienalde tasarım, mimari, biyoloji, sosyoloji, gastronomi, pedagoji, ekoloji, teknoloji ve ekonomi gibi pek çok farklı alandan, 6 kıtadan 200'ün üzerinde katılımcının sergi ve projeleri yer aldı. Tasarım eğitiminin nasıl farklı olabileceği, eskiden ve yeniden neler öğrenilebileceği, gelenekselle teknolojinin nasıl bir araya geleceği, farklı ağlar içinde nasıl farklı üretilebileceği ve nasıl alternatifler yaratılabileceği gibi soruları merkezine alan 4. İstanbul Tasarım Bienali'nde, haritalardan yiyeceklere, ölçüm birimlerinden zamana, el sanatlarından yapay zekâya, resimden uzay istasyonuna kadar tasarımı ve öğrenme biçimlerimizi farklı açılardan ele alan projeler yer aldı.